Çocuk edebiyatının önde gelen isimlerinden KARAR muharriri ve şair İstanbul’da son seyahatine uğurlandı. Diyanet İşleri Lideri Prof. Dr. Ali Erbaş’ın kıldırdığı Eyüp Sultan Camii’ndeki cenaze namazına edebiyat, sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda isim katıldı. Cenazede TBMM Lideri Mustafa Şentop’la birlikte KARAR Gazetesi Genel Yayın Direktörü İbrahim Kiras, KARAR muharrirleri Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert, Hakan Albayrak ve İbrahim Kahveci de saf tuttu.
“KALBİMİZİN, ZİHNİMİZİN BİR PARÇASIYDI”
Meclis Lideri Şentop, burada yaptığı konuşmada Güçlü’nün vefatından ötürü üzgün ve müteessir olduğunu belirterek, “Mevlana İdris’in hepimizin gönlünde kıymetli bir yeri vardı. Nevi şahsına münhasır bir arkadaşımız bir dostumuzdu. Kalbimizde, zihnimizde doldurulmayacak bir yeri değil kalbimizin, zihnimizin bir kesimiydi.” dedi.
Ölümün hayatın bir modülü olduğuna işaret eden Şentop, “Ölümle esasen hayat bitmiyor. Bu alemdeki hayat bitiyor. Dünya aleminde hayatımızı tamamlayıp diğer bir hayata devam ediyoruz. Biz bilmiyoruz, görmüyoruz lakin öteki aleme geçenler, perdelerin kalktığı alemde olanlar bu hayatı da bu dünyayı da biliyorlar.” değerlendirmesini yaptı.
TBMM Lideri Şentop, “İnanıyoruz ki hoş bir hayat yaşayan müminler, muvahhitler öbür dünyada buradakinden daha güzel bir hayat yaşayacaklar. Daha yeterli bir hayata göç ettiğine inanıyoruz. Bunlar bizim tesellimiz. Hoş yaşadı, hoş öldü. Cenabıhak rahmetiyle muamele etsin.” tabirlerini kullandı.
Zengin’in dostlarına ve ailesine sabırlar dileyen Şentop, “Onun üzere hoş yaşamayı, ardımızda hayırla anılacak bir hayat bırakmayı ve hoş ölmeyi Cenabıhak hepimize nasip etsin.” biçiminde konuştu.
“MÜSLÜMANCA BİR DURUŞA SAHİP HOŞ BİR KARDEŞİMİZDİ”
Diyanet İşleri Lideri Prof. Dr. Ali Erbaş, “Mevlana İdris kardeşimiz sayılı nefeslerini tamamladı ve onu artık gerçek dünyaya ve Mevla’mıza uğurluyoruz. Mevlana’mızı yani kardeşimizi Mevla’mıza uğurluyoruz. O Mevla’sını o kadar seviyordu ki ismini her söylediğimizde Mevla’mız aklımıza geliyordu. İsimler o kadar da kıymetli ki işte Mevlana İdris kardeşimizin ismi de temelinde daima bir bildiri içeriyordu. Mevla’mızı unutmayalım. Rabb’imizi unutmayalım. Onun ismini her andığımızda Mevla’mız akla geliyor.” formunda konuştu.
Mevlana İdris’in farklı lisanlara çevrilmiş çok sayıda kitabı bulunduğunu anımsatan Erbaş, “Ancak tahminen birden fazla insanın bilmediği çok kıymetli bir kitabı daha vardı. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bizim kendisinden istirham ettiğimiz Hazreti Muhammed’in hayatı kitabının ikinci yazarıydı.” dedi.
Zengin’in Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Casim Avcı ile birlikte hazırladıkları kitaba değinen Erbaş, “Benim editörlüğümde üçümüzün çalıştığı bir kitap. O kitabı biz bütün Kur’an-ı Kerim kurslarımızda dağıtıyoruz. Çok alınan bir kitap. Kendisi onu çocuk lisanına çevirmişti. Yazdıklarını bana gönderirdi, ben de editörlüğünü yapardım. İnşallah o kitap okunduğu surece Efendimiz Aleyhisselamın şefaatine nail olacaktır.” biçiminde konuştu.
Diyanet İşleri Lideri değilken İSAM’da bir toplantı yaptıklarını, sonrasında Güçlü’nün kendisini otomobille Sakarya’ya bırakıp geri döndüğünü aktaran Erbaş, şunları kaydetti:
“Allah rahmet eylesin. Çok nazik, kibar, Müslümanca bir duruşa sahip hoş bir kardeşimizdi. Rabbime onu da hepimizi Efendimiz Aleyhisselam’ın Livaü’l-hamd isimli sancağı altında haşru cem eylesin. Yazdıkları Allah isteği içindi. Rabbimizin dinini çocuklara tanıtmak ki bilhassa bu çok değerli. Bizim çocuklara yönelik çalışmalarımızın çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Biz de buna değer veriyoruz. Rabbim yazdıklarını, sadaka-i cariye olarak karşısına çıkarsın.”
“TANIDIĞIMDAN BERİ ÇAĞDAŞ BİR DERVİŞ OLARAK GÖRMÜŞTÜM”
Yazar Erol Erdoğan da Güçlü’nün ailesi ve edebiyat dünyasına baş sıhhati temennisinde bulunarak, “Benim yolum Mevlana İdris Güçlü’yle 1990’lı yılların ortalarında Mavi Kuş çocuk mecmuası sürecinde kesişmişti. Ondan sonra dostluğumuz devam etti. Türkiye’nin birinci çocuk edebiyat mecmuası diyebileceğimiz kusursuz bir tecrübeyi yürütmüştük. Ben tanıdığımdan beri çağdaş bir derviş olarak görmüştüm. Sessiz, sakin fakat bu sessizliği ve sakin ötesinde muzip, üretken, çok dinamik bir yapısı vardı ve bunu son anına kadar sürdürdü.” diye konuştu.
Erdoğan, Güçlü’nün çok farklı dünya görüşlerinden binlerce insanın hayatına dokunacak faaliyetlerde bulunduğuna vurgu yaparak, yaptığı çalışmaların yaşadığı ömürden çok daha fazla olduğunu söyledi.
Şair Adem Turan ise Güçlü’nün vefat haberinin kendisini derinden sarstığını belirterek, “Mustafa Ruhi Hoş ağabeyimiz her gece onun hastalık süreciyle ilgili bizi bilgilendiriyordu. Ben de son gece kardeşi Salih’i aramış, ondan çok sevindirici haber almıştım. ‘Uyandı, konuştuk, selamlarınızı ilettim’ demişti. Çok sevindim, o kadar sevindim ki çığlık attım konutta. Tamam dedim artık Mevlana’yı kazandık tekrar. Lakin sonraki sabah okula gittiğimde telefonumu bir açtım ki vefat haberi, yıkıldım kaldım. İnanın derse girmeyi unuttum.” dedi.
Turan, Güçlü’yle uzun yıllardır tanışıp görüştüklerini söz ederek, geçen ay Hayrettin Orhanoğlu ve Bülent Parlak’ın vefatıyla bu ay da Mevlana İdris Güçlü’nün vefatıyla derin hüzün hissettiğini lisana getirdi.
Usta müellifin cenazesi kılınan namazın akabinde, Mihrişah Valide Sultan Haziresi’ne defnedildi.