Kent hafızasının muhafızları: Sokak tabelaları

Hasan Mert Kaya- Bir şehrin sokak isimleri sadece birer isim, rastgele belirlenmiş sözcükler değil. Orada yaşananların, iz bırakan önemli olayların ve acı tatlı anıların birer yansıması, yok olup unutulmaması istenen bir belleğin izleği sokak isimleri. Kimi zaman bir yazar ya da şair, kimi zaman ise bir olay ya da bir ziyaretin değerli misafiri isim kaynağı olmuş. Dünyanın köklü diğer şehirlerinde de benzer durum söz konusu. Fifth Avenue, Oxford Street, Champs-Elysees , Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi böyle yerlerden. Katman katman yaşanmışlıkların duvarlara tutunan izleri olan sokak tabelaları günlük hayatın koşturmasında pek dikkat çekmez. Oysa kent mobilyaları olarak adresimizi bulduran, gelen giden evrak ve eşyaların bize ulaşmasında yön gösteren devamlı birer işaret fişeğidir sokak tabelaları. 

Bordodan kırmızıya…Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren İstanbul’un sokak tabelaları koyu bordo renkli zemin üzerine beyaz yazılı olmuş. Genişçe bir dikdörtgen formundaki bu tabelalar kalın saç levha üzerine emaye kaplı ve hep dışa doğru bombeli yapılmış. 1930’lu,1940’lı yıllar hep bu sokak tabelaları süslemiş İstanbul’un cadde ve sokaklarını. 1950’lerden itibaren sokak tabelalarının küçüldüğünü ve rengin de koyu bordodan kırmızıya dönüştüğünü görüyoruz. 1960’ların ortalarından itibaren kırmızı sokak tabelaları yerini mavi üzerine beyaz yazılı ve bombesiz, düz levhalara bıraktı. Öncekiler gibi göz alıcı ve heybetli değildi bu sokak tabelaları. İddiasız, konulduğu yerde belli belirsiz levhalardı. Öncekilerle kıyaslandığında adeta bulunduğu yeri fakirleştiren güdük bir halleri vardı ve bu halleriyle İstanbul’a hiç yakışmıyordu levhalar. Üstelik emaye kaplı eski levhalara göre daha dayanıksız, çabuk yıpranıp paslanan kalitesiz malzemeden yapılmışlardı. Yapanların da içine çok sinmemiş olacak ki mavinin tonu da bir kere değiştirildi. 1970-2000 yılları arası bordo, kırmızı ve mavi sokak tabelaları ile karışık geçti. Kimi sokağın bir ucunda kırmızı, diğer ucunda mavi sokak tabelası vardı. İstanbul dışında Çanakkale ve İzmir’de de sokak isimleri çoğunlukla bombeli, mavi-mor zeminli emaye üzerine beyaz yazı olmuş. 

Dikkat çeken isimler

Sokak isimleri, orada yaşananların, iz bırakan önemli olayların ve acı tatlı anıların birer yansıması… İstanbul gibi kadim bir şehirde 1930’lu yılların koyu bordo zemin üzerine beyaz yazılı sokak tabelalarına geri dönülmesi…

Cadde-i Kebir’den İstiklâl Caddesi’ne

İstanbul’un vitrini denildiğinde kuşkusuz akla ilk gelen cadde İstiklal Caddesi… Türkiye’nin en kozmopolit caddesinin ismi Cadde-i Kebir, yani Büyük Cadde adını taşıyordu. Caddenin yabancılar arasındaki adı ise Grand Rue de Pera idi. İstanbul’un işgalden kurtulmasının ardından caddenin adı İstiklal Caddesi olarak değiştirildi. 1927 yılına ait fotoğrafta İstanbul Belediyesi memurları üzerinde İstiklal Caddesi yazan tabelayı asarken görülüyor. Merdivenlerin üstünde tabelayı asan kişi ise o dönemde belediye de numerotaj memuru olan İstanbul tarihçisi Osman Nuri Ergin. (D Demir Özlü, Beyoğlu 1930)

İsimler korunmalı

Kişisel görüşüm İstanbul’da 2005’ten itibaren kullanılmakta olan girintili tasarımın endüstriyel görünümü ile İstanbul’a uyum sağlamadığı yönünde. Önerim, 1930’lu yılların koyu bordo zemin üzerine beyaz yazılı sokak tabelalarına geri dönülmesi ve bir daha da değiştirilmemesi. En önemli nokta ise İstanbul gibi kadim bir şehirde; 1115.Sokak, G56, B300 Sokak gibi sayılardan oluşan sokak isimleri kullanımından vazgeçilmesi. Sahip olduğumuz köklü tarih ve zengin kültürel birikimimizle birbirinden güzel sokak isimleri üretilebilir.

Dünya şehirlerinden

Dünyanın önde gelen şehirlerinin alamet-i farikası olan sokak tabelalarında geçmişten gelen bir uygulamanın devam ettirildiğini ve sokak tabelalarının geleneksel hale gelip, o şehirle bütünleştiğini görüyoruz. Örneğin Berlin ve Londra’da beyaz üzerine siyah yazı ile hazırlanan sokak tabelaları tercih edil miş. Venedik’te beyaz ve sarı üzerine koyu renk yazı, Paris’te mavi üzerine beyaz, New York’ta ise yeşil üzerine beyaz levhalar şehri donatmış. Roma’da kadim imparatorluk geleneği yaşatılmış ve açık renk mermer taş üzerine koyu renkli yazı kullanılmış.

Meşhur Çifte Vav!

Gümüşsuyu’ndaki Çifte Vav Sokağı’nın hikayesi ilginçtir. Çoğu kişi bu ismin tasavvufi bir derinliği, Esma’ül Hüsna’daki El-Vedud isminin baş harfi olan “vav (? )”dan geldiğini düşünür. Gerçek ise biraz farklı; sokak adını İstanbul’u ziyaret eden
Alman Kralı Kaiser Wilhelm’in çifte W’sinden almış.

Mesleklerin sokakları 

İstanbul’da Tarihi Yarımada’da, özellikle de Eminönü, Tahtakale, Sultanhamam ve Kapalıçarşı’da birçok sokak ismi zamanında orada toplanan ve aynı işi yapan meslek erbabından alır. Çakmakçılar, Fincancılar, Marpuççular, Fesçiler, Bakırcılar, Saraçlar sokak ve cadde isimleri kaybolup unutulmaya yüz tutmuş olsa da bir dönemin bugün sokak isimlerinde yaşayan hafızası aslında. 

Yeni sokak tabelaları 

2005 yılı İstanbul’un sokak tabelaları için bir dönüm yılı oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi şehrin tüm sokak levhalarını yeniledi. Eski levhalar söküldü ve Bülent Erkmen ile Aykut Köksal’ın tasarladığı yeni tabelalarla şehir donatıldı. Bu tabelalarda biri geniş, ikisi dar üç şerit var. Geniş bölümde sokak ya da cadde ismi ile kapı numaraları, dar şeritlerin birinde mahalle, diğerinde ise ilçe adına yer verildi.

 

Yorum yapın

bursa escort kocaeli escort izmit escort escort bursa ankara escort pendik escort tuzla escort
bursa escort kusadası escort davutlar escort gorukle bursa görükle escort bursa bayan escort tuzla escort
bursa escort bursa merkez escort bursa ucuz escort
izmit escort kocaeli escort
bursa escort görükle escort
görükle escort bursa escort bayan bursa merkez escort bursa sınırsız escort bursa otele gelen escort
casibom gaziantep escort porno izlegaziantep escortporno izle baywin istanbul eskort
escort ankara
bursa escort bursa escort bayan bursa escort görükle escort bursa escort bayan bursa ucuz escort görükle escort bursa escort kusadasi escort kusadasi escort ataşehir escort deneme deeneme